Av. Zekiye Kuşgöz | İçtihatlar
Av. Zekiye Kuşgöz, 1989 yılında Ankara’da dünyaya gelmiştir. İlk, orta ve lise öğrenimini Ankara’da tamamladıktan sonra 2013 yılında Atılım Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun olmuştur.
16682
page-template,page-template-full_width,page-template-full_width-php,page,page-id-16682,ajax_fade,page_not_loaded,,qode-theme-ver-10.1.1,wpb-js-composer js-comp-ver-5.0.1,vc_responsive
 

İçtihatlar

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, oy çokluğu ile aldığı kararla düğünde takılan altınların kime ait olacağına dair tartışmalara yeni bir boyut kazandırdı. Yüksek mahkeme; yaygın örf ve adet ile ülke gerçeklerine göre; kural olarak düğün sırasında takılan ziynet eşyası ve paralar kim tarafından ve hangi eşe takılırsa takılsın aksine bir anlaşma ya da örf ve adet kuralı olmadığı takdirde kadına bağışlanmış sayıldığına ve artık kadının kişisel malı kabul edildiğine hükmetmiştir....

ÖZÜ:HAYAT SİGORTASI POLİÇESİNDE SAĞLIK BEYANININ BOŞ BIRAKILMASI. YARGITAY 17. Hukuk Dairesi ESAS: 2013/7007 KARAR: 2014/6591 Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:...

Davacı sağ kalan eştir. Sağ eşin mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkı, terekeye ait borç olup, davacının TMK'nun 499. maddesine göre 1/4 oranında miras payı bulunmaktadır. Bu durumda, davalı, belirlenen katılma alacağının tamamından sorumlu tutulamaz. Yeniden yapılacak keşif sonucunda taşınmazın karar tarihine en yakın tarihteki sürüm değeri tespit edilerek bu değerden taşınmaz için ödenen kredi borcunun düşülmesi suretiyle artık değer bulunmalı, artık değerin tespitinden sonra TMK'nun 236 maddesi gereğince katılma alacağına karar verilirken, sağ kalan eş davacının 1/4 oranında mirasçı olduğu dikkate alınarak terekeden davacıya düşen pay mahsup edilmeli ve bu şekilde elde edilecek miktara katılma alacağı olarak karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir....

mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde(01.01.2002 tarihine kadar) eşlerin kooperatif ödemelerine yaptıkları katkı oranı, 743 sayılı TKM, Borçlar Kanunu'nun genel hükümleri ile Yargıtay ve Dairemizce kabul edilen "katkı payı alacağı" hesaplama yöntemi göz önünde bulundurularak belirlenmelidir. Kişisel mal olarak kabul edilen bu katkı oranı, 01.01.2002 tarihinden sonra geçerli olacak edinilmiş mallara katılma rejimi kurallarına göre, hesap edilecek "değer artış payı ve artık değere katılma alacak" miktarlarının tespitinde gözetilecektir....

Dosya kapsamı, davalının emeklilik tarihi, önceki alınıp satılan araçlarla ilgili evraklar ve toplanan delillerden kişisel mal savunmasının ispatlanamadığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla edinme tarihi itibariyle tasfiyeye konu edilen aracın davalının edinilmiş malı olduğunun kabulü gerekir. Mahkemece, araç yönünden yukarıda açıklanan ilkeler ve temyiz edenin sıfatı gözetilerek davacı lehine artık değere katılma alacağı hesabı yapılarak karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile talebin reddi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir....

Dava, tapu harcının iptali ve iadesi istemine ilişkindir. Taşınmazın 6306 Sayılı kanun kapsamında riskli yapı olması sebebiyle harçtan istisna olduğu anlaşıldığından, davaya konu tahakkuk işleminde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle "davanın kabulüne, davaya konu işlemin iptali ile ödenen tapu harcının davacıya iadesine" dair karar isabetlidir....

Sigorta şirketleri tüketiciler ile sözleşme yaparken her ne kadar hastalıklar ve bildirim yükümlülükleri ile ilgili yeterli bilgiyi vermese de, vefat durumunda bunu lehine kullanarak hastalıkların gizlendiği gerekçesi ile mirasçılara vefat tazminatı ödemekten kaçınmaktadır. Bu hususta Tüketici Mahkemeleri'nde açılan davalarda sözleşmeyi imzalatan bankanın müşterisini aydınlatma yükümlüğünü yerine getirip getirmediği, murisin bir kastla hareket edip etmediği ve en önemlisi de sigorta şirketinin gizlendiğini iddia ettiği hastalık ile ölüm nedeni arasında bir illiyet bağının var olup olmadığı araştırılmaktadır. Murisin vefatına neden olan hastalıkla sigorta şirketinin gizlendiğini bildirdiği hastalık arasında bir bağlantı olmadığı bilirkişi raporları ile ortaya konulduğundan tüketiciler lehine sonuçlanan davaların sayısı da oldukça fazladır....

Sigorta şirketleri tüketiciler ile sözleşme yaparken her ne kadar hastalıklar ve bildirim yükümlülükleri ile ilgili yeterli bilgiyi vermese de, vefat durumunda bunu lehine kullanarak hastalıkların gizlendiği gerekçesi ile mirasçılara vefat tazminatı ödemekten kaçınmaktadır. Bu hususta Tüketici Mahkemeleri'nde açılan davalarda sözleşmeyi imzalatan bankanın müşterisini aydınlatma yükümlüğünü yerine getirip getirmediği, murisin bir kastla hareket edip etmediği ve en önemlisi de sigorta şirketinin gizlendiğini iddia ettiği hastalık ile ölüm nedeni arasında bir illiyet bağının var olup olmadığı araştırılmaktadır. Murisin vefatına neden olan hastalıkla sigorta şirketinin gizlendiğini bildirdiği hastalık arasında bir bağlantı olmadığı bilirkişi raporları ile ortaya konulduğundan tüketiciler lehine sonuçlanan davaların sayısı da oldukça fazladır....

Dava, tapu harcının iptali ve iadesi istemine ilişkindir. Taşınmazın 6306 Sayılı kanun kapsamında riskli yapı olması sebebiyle harçtan istisna olduğu anlaşıldığından, davaya konu tahakkuk işleminde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle "davanın kabulüne, davaya konu işlemin iptali ile ödenen tapu harcının davacıya iadesine" dair karar isabetlidir....

Dava, tapu harcının iptali ve iadesi istemine ilişkindir. Taşınmazın 6306 Sayılı kanun kapsamında riskli yapı olması sebebiyle harçtan istisna olduğu anlaşıldığından, davaya konu tahakkuk işleminde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle "davanın kabulüne, davaya konu işlemin iptali ile ödenen tapu harcının davacıya iadesine" dair karar isabetlidir....

Dava, tapu harcının iptali ve iadesi istemine ilişkindir. Taşınmazın 6306 Sayılı kanun kapsamında riskli yapı olması sebebiyle harçtan istisna olduğu anlaşıldığından, davaya konu tahakkuk işleminde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle "davanın kabulüne, davaya konu işlemin iptali ile ödenen tapu harcının davacıya iadesine" dair karar isabetlidir....

Dava, tapu harcının iptali ve iadesi istemine ilişkindir. Taşınmazın 6306 Sayılı kanun kapsamında riskli yapı olması sebebiyle harçtan istisna olduğu anlaşıldığından, davaya konu tahakkuk işleminde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle "davanın kabulüne, davaya konu işlemin iptali ile ödenen tapu harcının davacıya iadesine" dair karar isabetlidir....

Dava, tapu harcının iptali ve iadesi istemine ilişkindir. Taşınmazın 6306 Sayılı kanun kapsamında riskli yapı olması sebebiyle harçtan istisna olduğu anlaşıldığından, davaya konu tahakkuk işleminde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle "davanın kabulüne, davaya konu işlemin iptali ile ödenen tapu harcının davacıya iadesine" dair karar isabetlidir....

Dava, tapu harcının iptali ve iadesi istemine ilişkindir. Taşınmazın 6306 Sayılı kanun kapsamında riskli yapı olması sebebiyle harçtan istisna olduğu anlaşıldığından, davaya konu tahakkuk işleminde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle "davanın kabulüne, davaya konu işlemin iptali ile ödenen tapu harcının davacıya iadesine" dair karar isabetlidir....

ÖZÜ:HAYAT SİGORTASI POLİÇESİNDE SAĞLIK BEYANININ BOŞ BIRAKILMASI. YARGITAY 17. Hukuk Dairesi ESAS: 2013/7007 KARAR: 2014/6591 Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:...

ÖZÜ:HAYAT SİGORTASI POLİÇESİNDE SAĞLIK BEYANININ BOŞ BIRAKILMASI. YARGITAY 17. Hukuk Dairesi ESAS: 2013/7007 KARAR: 2014/6591 Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:...

ÖZÜ:HAYAT SİGORTASI POLİÇESİNDE SAĞLIK BEYANININ BOŞ BIRAKILMASI. YARGITAY 17. Hukuk Dairesi ESAS: 2013/7007 KARAR: 2014/6591 Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:...

Dava, tapu harcının iptali ve iadesi istemine ilişkindir. Taşınmazın 6306 Sayılı kanun kapsamında riskli yapı olması sebebiyle harçtan istisna olduğu anlaşıldığından, davaya konu tahakkuk işleminde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle "davanın kabulüne, davaya konu işlemin iptali ile ödenen tapu harcının davacıya iadesine" dair karar isabetlidir....

Dava, tapu harcının iptali ve iadesi istemine ilişkindir. Taşınmazın 6306 Sayılı kanun kapsamında riskli yapı olması sebebiyle harçtan istisna olduğu anlaşıldığından, davaya konu tahakkuk işleminde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle "davanın kabulüne, davaya konu işlemin iptali ile ödenen tapu harcının davacıya iadesine" dair karar isabetlidir....

Dava, tapu harcının iptali ve iadesi istemine ilişkindir. Taşınmazın 6306 Sayılı kanun kapsamında riskli yapı olması sebebiyle harçtan istisna olduğu anlaşıldığından, davaya konu tahakkuk işleminde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle "davanın kabulüne, davaya konu işlemin iptali ile ödenen tapu harcının davacıya iadesine" dair karar isabetlidir....

Dava, tapu harcının iptali ve iadesi istemine ilişkindir. Taşınmazın 6306 Sayılı kanun kapsamında riskli yapı olması sebebiyle harçtan istisna olduğu anlaşıldığından, davaya konu tahakkuk işleminde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle "davanın kabulüne, davaya konu işlemin iptali ile ödenen tapu harcının davacıya iadesine" dair karar isabetlidir....

Dava, tapu harcının iptali ve iadesi istemine ilişkindir. Taşınmazın 6306 Sayılı kanun kapsamında riskli yapı olması sebebiyle harçtan istisna olduğu anlaşıldığından, davaya konu tahakkuk işleminde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle "davanın kabulüne, davaya konu işlemin iptali ile ödenen tapu harcının davacıya iadesine" dair karar isabetlidir....

Dava, tapu harcının iptali ve iadesi istemine ilişkindir. Taşınmazın 6306 Sayılı kanun kapsamında riskli yapı olması sebebiyle harçtan istisna olduğu anlaşıldığından, davaya konu tahakkuk işleminde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle "davanın kabulüne, davaya konu işlemin iptali ile ödenen tapu harcının davacıya iadesine" dair karar isabetlidir....

Dava, tapu harcının iptali ve iadesi istemine ilişkindir. Taşınmazın 6306 Sayılı kanun kapsamında riskli yapı olması sebebiyle harçtan istisna olduğu anlaşıldığından, davaya konu tahakkuk işleminde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle "davanın kabulüne, davaya konu işlemin iptali ile ödenen tapu harcının davacıya iadesine" dair karar isabetlidir....

Dava, tapu harcının iptali ve iadesi istemine ilişkindir. Taşınmazın 6306 Sayılı kanun kapsamında riskli yapı olması sebebiyle harçtan istisna olduğu anlaşıldığından, davaya konu tahakkuk işleminde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle "davanın kabulüne, davaya konu işlemin iptali ile ödenen tapu harcının davacıya iadesine" dair karar isabetlidir....

Dava, tapu harcının iptali ve iadesi istemine ilişkindir. Taşınmazın 6306 Sayılı kanun kapsamında riskli yapı olması sebebiyle harçtan istisna olduğu anlaşıldığından, davaya konu tahakkuk işleminde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle "davanın kabulüne, davaya konu işlemin iptali ile ödenen tapu harcının davacıya iadesine" dair karar isabetlidir....

GERÇEK ÜCRETİN TESPİTİİHRACAT İTHALAT MÜDÜRÜUyuşmazlık, gerçek ücretin tesbiti ile Sigorta primlerinin gerçek ücret üzerinden tahsili istemine ilişkindir. Davacı; 12/06/2010-12/12/2012 tarihleri arasında ithalat- ihracat müdürü olarak aylık net 3.500,00 TL ücretle çalıştığının tespitini istemiştir. Yapılacak iş; emsal ücret araştırması yapılarak özellikle TÜİK` ten sektörde çalışan ithalat ihracat müdürünün davaya konu tarihlerde ne kadar ücret aldığına dair emsal ücret araştırması yapıldıktan sonra tüm deliler bir arada değerlendirilerek güçlü delil olan işçilik alacakları ile ilgili kesinleşmiş mahkeme kararı ve ithalat ihracat müdürünün asgari ücret ile çalışmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı da gözetilerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir....

Dava, tapu harcının iptali ve iadesi istemine ilişkindir. Taşınmazın 6306 Sayılı kanun kapsamında riskli yapı olması sebebiyle harçtan istisna olduğu anlaşıldığından, davaya konu tahakkuk işleminde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle "davanın kabulüne, davaya konu işlemin iptali ile ödenen tapu harcının davacıya iadesine" dair karar isabetlidir....

Dava, tapu harcının iptali ve iadesi istemine ilişkindir. Taşınmazın 6306 Sayılı kanun kapsamında riskli yapı olması sebebiyle harçtan istisna olduğu anlaşıldığından, davaya konu tahakkuk işleminde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle "davanın kabulüne, davaya konu işlemin iptali ile ödenen tapu harcının davacıya iadesine" dair karar isabetlidir....

Dava, tapu harcının iptali ve iadesi istemine ilişkindir. Taşınmazın 6306 Sayılı kanun kapsamında riskli yapı olması sebebiyle harçtan istisna olduğu anlaşıldığından, davaya konu tahakkuk işleminde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle "davanın kabulüne, davaya konu işlemin iptali ile ödenen tapu harcının davacıya iadesine" dair karar isabetlidir....

Dava, tapu harcının iptali ve iadesi istemine ilişkindir. Taşınmazın 6306 Sayılı kanun kapsamında riskli yapı olması sebebiyle harçtan istisna olduğu anlaşıldığından, davaya konu tahakkuk işleminde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle "davanın kabulüne, davaya konu işlemin iptali ile ödenen tapu harcının davacıya iadesine" dair karar isabetlidir....

Dava, tapu harcının iptali ve iadesi istemine ilişkindir. Taşınmazın 6306 Sayılı kanun kapsamında riskli yapı olması sebebiyle harçtan istisna olduğu anlaşıldığından, davaya konu tahakkuk işleminde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle "davanın kabulüne, davaya konu işlemin iptali ile ödenen tapu harcının davacıya iadesine" dair karar isabetlidir....

Dava, tapu harcının iptali ve iadesi istemine ilişkindir. Taşınmazın 6306 Sayılı kanun kapsamında riskli yapı olması sebebiyle harçtan istisna olduğu anlaşıldığından, davaya konu tahakkuk işleminde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle "davanın kabulüne, davaya konu işlemin iptali ile ödenen tapu harcının davacıya iadesine" dair karar isabetlidir....

Dava, tapu harcının iptali ve iadesi istemine ilişkindir. Taşınmazın 6306 Sayılı kanun kapsamında riskli yapı olması sebebiyle harçtan istisna olduğu anlaşıldığından, davaya konu tahakkuk işleminde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle "davanın kabulüne, davaya konu işlemin iptali ile ödenen tapu harcının davacıya iadesine" dair karar isabetlidir....

Dava, tapu harcının iptali ve iadesi istemine ilişkindir. Taşınmazın 6306 Sayılı kanun kapsamında riskli yapı olması sebebiyle harçtan istisna olduğu anlaşıldığından, davaya konu tahakkuk işleminde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle "davanın kabulüne, davaya konu işlemin iptali ile ödenen tapu harcının davacıya iadesine" dair karar isabetlidir....

Dava, tapu harcının iptali ve iadesi istemine ilişkindir. Taşınmazın 6306 Sayılı kanun kapsamında riskli yapı olması sebebiyle harçtan istisna olduğu anlaşıldığından, davaya konu tahakkuk işleminde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle "davanın kabulüne, davaya konu işlemin iptali ile ödenen tapu harcının davacıya iadesine" dair karar isabetlidir....

Dava, tapu harcının iptali ve iadesi istemine ilişkindir. Taşınmazın 6306 Sayılı kanun kapsamında riskli yapı olması sebebiyle harçtan istisna olduğu anlaşıldığından, davaya konu tahakkuk işleminde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle "davanın kabulüne, davaya konu işlemin iptali ile ödenen tapu harcının davacıya iadesine" dair karar isabetlidir....

Dava, tapu harcının iptali ve iadesi istemine ilişkindir. Taşınmazın 6306 Sayılı kanun kapsamında riskli yapı olması sebebiyle harçtan istisna olduğu anlaşıldığından, davaya konu tahakkuk işleminde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle "davanın kabulüne, davaya konu işlemin iptali ile ödenen tapu harcının davacıya iadesine" dair karar isabetlidir....

ÖZET : Davacı, satın aldığı aracın ayıplı olduğunu belirterek, ödediği satış bedeli ile birlikte bu nedenle uğradığı zararlar ve yapmış olduğu masrafların tahsilini talep etmiştir. Aracın aynı arızanın ikiden fazla tekrar etmesi, gerekse “sağa çekme” sorunu nedeniyle araç muayenesinin de onaylanmaması karşısında, söz konusu arızanın halen dahi devam ettiği görülmekle, davacı tüketicinin az yukarıda değinilen 4822 sayılı Yasanın 4. maddesindeki seçimlik haklardan biri olan “bedel iadesi” ne ilişkin talebinde haklı olduğunun kabulü ile, davadaki diğer talepleri de değerlendirilerek, sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekir....

ÖZET : Davacı, satın aldığı aracın ayıplı olduğunu belirterek, ödediği satış bedeli ile birlikte bu nedenle uğradığı zararlar ve yapmış olduğu masrafların tahsilini talep etmiştir. Aracın aynı arızanın ikiden fazla tekrar etmesi, gerekse “sağa çekme” sorunu nedeniyle araç muayenesinin de onaylanmaması karşısında, söz konusu arızanın halen dahi devam ettiği görülmekle, davacı tüketicinin az yukarıda değinilen 4822 sayılı Yasanın 4. maddesindeki seçimlik haklardan biri olan “bedel iadesi” ne ilişkin talebinde haklı olduğunun kabulü ile, davadaki diğer talepleri de değerlendirilerek, sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekir....

ÖZET : Davacı, satın aldığı aracın ayıplı olduğunu belirterek, ödediği satış bedeli ile birlikte bu nedenle uğradığı zararlar ve yapmış olduğu masrafların tahsilini talep etmiştir. Aracın aynı arızanın ikiden fazla tekrar etmesi, gerekse “sağa çekme” sorunu nedeniyle araç muayenesinin de onaylanmaması karşısında, söz konusu arızanın halen dahi devam ettiği görülmekle, davacı tüketicinin az yukarıda değinilen 4822 sayılı Yasanın 4. maddesindeki seçimlik haklardan biri olan “bedel iadesi” ne ilişkin talebinde haklı olduğunun kabulü ile, davadaki diğer talepleri de değerlendirilerek, sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekir....

Dava, tapu harcının iptali ve iadesi istemine ilişkindir. Taşınmazın 6306 Sayılı kanun kapsamında riskli yapı olması sebebiyle harçtan istisna olduğu anlaşıldığından, davaya konu tahakkuk işleminde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle "davanın kabulüne, davaya konu işlemin iptali ile ödenen tapu harcının davacıya iadesine" dair karar isabetlidir....

Tescil talebinin reddi işleminin iptali için açılan davada Danıştay, mevzuat hükümlerine göre hacizli bir aracın satışının yasaklanmadığını, ancak haciz koyduran alacaklıların korunması amacıyla aracın hacizli olarak satılıp haciz şerhleriyle birlikte tescil edilebileceğini ifade ederek; dava konusu olayda da davacının aracı aldığı tarihten sonra araç üzerine eski malik adına işlenen haciz şerhlerinin tescile engel olmayacağına, araç üzerindeki hacizlerle birlikte trafik tescil kaydının yapılması gerektiğine karar vermiştir....

KREDİ KARTININ ÇALINMASI VE HAKSIZ KULLANILMASI NEDENİYLE TAZMİNAT ( Kişisel Bilgilerin Kötü Niyetli Üçüncü Kişi Tarafından Ele Geçirilerek İnternet Üzerinden Yapılan Harcamaya Onay Veren Bankanın Sorumluluğunun Gerektiği - Bankanın Uzun Süredir Kullanılmayan Kredi Kartından Peş Peşe Gerçekleştirilen Harcamaların Kart Hesabından Ödenmesine Onay Vermesinin Sorumluluğunu Gerektirmesi/Bankanın Kart Hamilinin Zararın Oluşmasında Şifre veya Korunması Gereken Bilgileri Özenle Korumadığına Dair Delil İbraz Etmediği/Bankanın Kart Hamilinin İnternet Bankacılığı Kullandığına Dair Delil Sunmadığı )...

Hal böyle olunca somut olayda davacının davası, yolsuz tescil (ketmi verese) hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Bu sebeple mahkemece bu yönde araştırma ve inceleme yapılması gerekirken davanın muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tescil davası olarak kabul edilip davalılar arasındaki satış işleminde muvazaa bulunmaması sebebiyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu durumda mahkemece davanın yolsuz tescil (ketmi verese) hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil istemine dair olduğunun kabulüyle davacı ve davalılardan buna dair delillerinin sorulması, davacı tarafından açıldığı bildirilen hasımlı veraset ilamının iptali davasının sonucunun beklenilmesi ondan sonra toplanan ve toplanacak olan tüm delillerin birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme sonucu yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru bulunmamıştır....

1-Maddi tazminatın, davacının tutuklu kaldığı döneme ilişkin net asgari ücret üzerinden hesaplanan ‘’2.613,68’’ TL yerine, hatalı bilirkişi raporuna dayanılarak ‘’2.394,12’’ TL olarak tayin edilmesi suretiyle, davacı lehine eksik maddi tazminata hükmolunması, 2-Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar davacının elde edeceği parasal değer dikkate alınıp, hak ve nesafet ilkelerine uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, davacı lehine belirlenen ölçütlere uymayacak miktarda eksik manevi tazminata hükmolunması,...

Sigorta şirketleri tüketiciler ile sözleşme yaparken her ne kadar hastalıklar ve bildirim yükümlülükleri ile ilgili yeterli bilgiyi vermese de, vefat durumunda bunu lehine kullanarak hastalıkların gizlendiği gerekçesi ile mirasçılara vefat tazminatı ödemekten kaçınmaktadır. Bu hususta Tüketici Mahkemeleri'nde açılan davalarda sözleşmeyi imzalatan bankanın müşterisini aydınlatma yükümlüğünü yerine getirip getirmediği, murisin bir kastla hareket edip etmediği ve en önemlisi de sigorta şirketinin gizlendiğini iddia ettiği hastalık ile ölüm nedeni arasında bir illiyet bağının var olup olmadığı araştırılmaktadır. Murisin vefatına neden olan hastalıkla sigorta şirketinin gizlendiğini bildirdiği hastalık arasında bir bağlantı olmadığı bilirkişi raporları ile ortaya konulduğundan tüketiciler lehine sonuçlanan davaların sayısı da oldukça fazladır....

Davacı, davalı ... A.Ş.'den 29.07.2013 tarihinde ... marka araç satın aldığını, aracın teslim alınmasından 3 ay sonra otomatik şanzıman/vites sisteminde arıza yaşanması nedeniyle 12.11.2013 tarihinde şanzıman sisteminin tamamen değiştirildiğini ancak kısa zaman sonra aynı arızanın nüksetmesi nedeniyle 04.04.2014 tarihinde ikinci defa şanzıman değişikliği yapıldığını, aynı sorunun üçüncü kez tekrarlaması nedeniyle davalının..'da bulunan servisinden 02.07.2014 tarihinde randevu alındığını ancak davacının İstanbul'a taşınması nedeniyle bu randevuya gidilemediğini, aracın satın alındığı tarihten kısa süre sonra ortaya çıkan ve tamir ve değişimlere rağmen giderilemeyen bu arıza nedeniyle gizli ayıplı olduğunu ileri sürerek, aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesine karar verilmesini istemiştir....

Davacı vekili dava dilekçesinde müvekkiline ait araçta meydana gelen hasar bedelinin de davalıdan tahsilini talep etmiştir. 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 109/1. maddesi motorlu araç kazalarından doğan tazminat istemlerinin iki yıl içinde zamanaşımına uğrayacağı düzenlenmiştir. Aynı maddenin 2. fıkrasında ise eylemin suç teşkil etmesi durumunda ceza zamanaşımının uygulanacağı öngörülmüştür.Kaza tespit tutanağına göre kaza yaralamalı kaza olup ceza zamanaşımı süresinin uygulanacağı dikkate alınmadan davacı aracında meydana gelen hasar bedeli yönünden de davanın zamanaşımı sebebiyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....

Ancak yazı ve imza inkarı bulunmayan davacının kendi el yazısı ile yazdığı istifa dilekçesinin işçilik alacaklarının ödeneceği vaadiyle imzalandığı iddia edilmiş ve tanık beyanlarıyla bu iddia desteklenmiş ise de, davacı tanıklarından A...’ ın işyerinde çalışmamış olması, diğer davacı tanığı H...’ in ise istifa dilekçesinin düzenlendiği tarihten önce işyerinden ayrılması, fesih tarihinde işyerinde çalışmıyor olması nedeniyle istifa dilekçesine ilişkin beyanlarına itibar edilemez. Dolayısıyla davacının istifa dilekçesini irade fesadı altında imzalandığı kanıtlanamadığından istifa dilekçesine itibarla kıdem tazminatının reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle kabulü hatalıdır....

Tebligat Kanunu'nun 10. maddesine eklenen ikinci fıkrasında gerçek kişilere yapılacak tebligatla ilgili olarak iki aşamalı bir yol benimsenmiştir. Muhatabın adresi takip alacaklısı (veya davacı) tarafından bildirilecek ve normal tebligat çıkarılacaktır. Bildirilen adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi veya başka bir adresi olması arasında fark bulunmamaktadır. Bildirilen adrese çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, tebligat, muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre çıkarılacaktır. Tebligat Kanunu'nun 10/2 ve 21/2. maddelerini farklı şekilde yorumlayarak başka adresi bilinmediği gerekçesiyle muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine doğrudan doğruya 21/2. maddeye göre tebligat çıkartılması doğru olmaz. ...

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 194/1. maddesine göre, “Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz.” Bu madde hükmü ile aile konutu şerhi “konulmuş olmasa da” eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Sınırlandırma, aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten var olduğu için getirilmiştir. Bu sebeple tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konut aile konutu özelliğini taşır. Zira dava konusu taşınmaz şerh konulmasa da aile konutudur. Eş söyleyişle şerh konulduğu için aile konutu olmamakla, aksine aile konutu olduğu için şerh konulabilmektedir. Bu nedenle aile konutu şerhi konulduğunda, konulan şerh “kurucu” değil “açıklayıcı” şerh özelliğini taşımaktadır. Anılan madde hükmü ile getirilen sınırlandırma, “emredici” niteliktedir. Dolayısıyla bu haktan önceden feragat edilemeyeceği gibi eşlerin anlaşmasıyla da ortadan kaldırılamaz ve açık rıza ancak “belirli olan” bir işlem için verilebilir....

Halen yürürlükte olan ve kıdem tazminatını düzenleyen 1475 sayılı İş Kanunu’nun 14. maddesinde “Bu Kanuna tabi işçilerin hizmet akitlerinin…” cümlesi ile iş sözleşmesinin belirli ya da belirsiz süreli olmasının kıdem tazminatına hak kazanma açısından önemli olmadığı belirtilmiştir. Burada önemli olan fesih iradesinin kim tarafından ortaya konulduğu ve kıdem tazminatına hak kazanma koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğidir. Örneğin belirli süreli iş sözleşmesini 4857 sayılı İş Kanunu’nun 24. maddesi uyarınca haklı nedenle fesheden işçi bir yıllık kıdem koşulu gerçekleştiği takdirde kıdem tazminatına hak kazanacaktır. Elbette kural olarak belirli süreli iş sözleşmesi kararlaştırılmış ve süre sonunda taraflardan herhangi biri fesih iradesini ortaya koymamış ise iş sözleşmesinin kendiliğinden sona ereceği açıktır. Ancak belirli süreli iş sözleşmesinin sona ermesinden önce taraflardan biri yenilememe iradesini ortaya koymuş ise burada yenilemeyen tarafın iradesine göre kıdem tazminatına hak kazanılıp kazanılamayacağı araştırılmalıdır. İşveren yenilememe iradesini göstermiş ve haklı nedene dayanmıyor ise bir yıllık kıdem koşulu gerçekleştiği takdirde kıdem tazminatı ödenmelidir....

KEFİLİN SORUMLULUĞUNUN UZAYAN KİRA DÖNEMİNDE, AZAMİ HANGİ SÜRE VE HANGİ MİKTARLA SINIRLI OLACAĞININ AÇIKÇA GÖSTERİLMESİ GEREKİR. NE KADAR UZAYACAĞI BELİRSİZ BİR KİRA SÜRESİNE İLİŞKİN OLAN VE KEFİLİ SINIRSIZ SORUMLULUK ALTINA SOKAN SÖZLEŞME HÜKÜMLERİ GEÇERLİ DEĞİLDİR. ...

BU DURUMDA; DAVA DİLEKÇESİNİN DAVALIYA 31.05.2012 TARİHİNDE USULÜNE UYGUN BİR ŞEKİLDE TEBLİĞ EDİLMESİNDEN SONRA SÜRESİ İÇERİSİNDE CEVAP DİLEKÇESİ VERİLMEDİĞİNDEN SAVUNMANIN DAYANAĞI OLARAK SÜRESİNDE İLERİ SÜRÜLEN BİR DELİL (HMK. M. 129/1-E) BULUNMADIĞINDAN YEREL MAHKEMENİN DAVALIYA DELİL GÖSTERMESİ İÇİN SÜRE VERMESİNE YASAL OLARAK İMKÂN BULUNMADIĞININ KABULÜ GEREKİR. ...

Hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre davalı olayda %25 oranında kusurludur. Mahkemece davalının sorumlu olacağı kabul edilen maddi tazminat miktarı, zorunlu trafik sigorta teminatı ve limiti içinde kaldığından, maddi tazminat talebi yönünden davalı B.A.Ş. hakkındaki davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde ihtiyari mali mesuliyet sigorta şirketi olan davalının destek tazminatından sorumlu tutulması doğru görülmemiştir. ...

Özeti: Dosya içerisinde mevcut nüfus kaydına göre taahhüt tarihinde evli olan sanığın eşinin kefalet işlemi öncesinde veya icra kefilliği sırasında rızasının alınıp alınmadığının belirtilmemesi nedeniyle geçerli bir kefalet işlemi dolayısıyla hukuken geçerli bir ödeme taahhüdü bulunmadığından, taahhüdün geçerli olmadığı anlaşılmakla, sanığın üzerine atılı suçun unsurlarının oluşmaması nedeniyle itirazın kabulüne karar verilmesi gerekmektedir. ...

ŞİFRE GİRİLEREK (OLTALAMA, BİLGİSAYARINA VİRÜS GÖNDERİLEREK BİLGİLERİN ELDE EDİLMESİ) İNTERNET BANKACILIĞI YOLU İLE BANKA HESABINDAKİ PARANIN MUDİNİN İZNİ DIŞINDA 3. KİŞİLERE AKTARILMASI HALİNDE GEREKLİ GÜVENLİK TEDBİRLERİNİ ALMAYAN, BANKANIN TANZİMLE YÜKÜMLÜ OLDUĞU.  ...

...Taraflar arasında Devremülk satış sözleşmesi yapıldığı ve söz konusu sözleşmenin resmi şekil şartına tabi olduğu ve taraflar arasında imzalanan sözleşmenin resmi şekilde yapılmadığından geçersiz sözleşmeye dayalı olarak tarafların verdiklerini iade edecekleri gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken az yukarıda belirtilen hatalı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir....

YARGITAY 2.HUKUK DAİRESİ 2014/1497E. 2014/11762K. 28.05.2014T. -BOŞANMA -EŞİT KUSUR -MADDİ MANEVİ TAZMİNAT ÖZET: Boşanma davalarında eşit kusur halinde maddi ve manevi tazminata karar verilemez. Mahkemece davacının (koca) daha ağır kusurlu olduğu kabul edilerek, bu hatalı kusur belirlemesine göre davalı (kadın) yararına maddi manevi tazminata hükmedilmesi yanlış olmuştur....

Uyuşmazlık Konusu Olay ve Talep Karara bağlanmak üzere Hakemliğime tevdi edilmiş bulunan,X Ltd. Şti. vekili tarafından Sigorta Tahkim Komisyonuna iletilen uyuşmazlığın konusu, X Sigorta AŞ’ye Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı olan X plakalı araç ile başvuru sahibine ait Y plakalı aracın 30.09.2016 tarihinde karıştıkları trafik kazasına ilişkindir.Başvuru sahibi tarafından, kaza sonucu müvekkiline ait araçta meydana gelen 1.050.-TL değer kaybı bedeli ve 150.-TL ekspertiz ücretinin davalı sigorta şirketinden tazmini talep edilmektedir.Başvurunun Hakeme İntikaline ve İncelenmesine İlişkin Süreç Dosya tarafımca teslim alınarak yargılamaya başlanmıştır. Dosya içeriği üzerinde yapılan tetkik sonucunda,uyuşmazlığın mahiyeti ve dosya içeriği itibariyle, duruşma yapılmasına ve uyuşmazlığın çözümü için bilirkişi görevlendirilmesine gerek olmadığı, bu itibarla dosya münderecatına göre karar verilebileceği kanaatine varılmıştır....

Başvuru sahibine ait XX plakalı araç, meydana gelen trafik kazası neticesinde hasara uğramıştır, Karşı sigorta şirketi hasar bedelini kısmen ödemiştir. Bu miktarı yeterli bulmayan başvuru sahibi vekili, zararının tam olarak karşılanabilmesi için 8.000 TL daha talep ederek Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurmuştur. ...

• ALEYHE BOZMA YASAĞI ( Hükmün Yalnız Sanık Tarafından veya Onun Lehine veya 291. Md. Gösterilen Kimseler Tarafından Temyiz Edilmesi Halinde İade Üzerine Yeniden Verilecek Hükümde Önceki Hükümde Tayin Edilmiş Cezadan Daha Ağır Bir Cezaya Hükmedilemeyeceği ) ...

(...Davacı vekili, müvekkilinin dünyada tanınan spor markası olan ...markasını 7.1.1992 tarihinde “Pabuçlar ve Giyim Eşyalarını” kapsayacak şekilde tescil ettirdiğini,yürütülen yoğun pazarlama ve reklam kampanyaları sonucu markanın spor emtiası pazarında özellikle 1995 yılından itibaren önemli bir paya sahip olduğunu ancak davalının 1995 yılında ...markasını spor emtiaları için kendi adına tescil ettirdiğini, bu tescilin müvekkile ait ..markasının şöhretinden faydalanmaya yönelik kötü niyetli bir davranış olduğunu ileri sürerek davalı adına tescil edilen 23.3.1995 gün ve 160338 sayılı ..markasının hükümsüz sayılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

Kural olarak borçlunun aldığı emekli maaşı üzerine ha­ciz konulamayacağı, ancak başlatılan icra takibi kapsamında borçlunun emekli maaşından uzunca bir süre kesinti yapıldıktan sonra şikâyeti üzerine kesinti işlemine son verilen somut olayda, haciz ve ilk kesinti tarihinin üzerinden uzun bir süre geçmesine rağmen emekli maaşından kesinti yapılmasına açıkça karşı çıkmayarak zımni rıza gösteren borçlunun geçmişe yönelik ya­pılan kesintilerin iadesini talep etmesinin Medeni Kanun’un 2. maddesindeki dürüstlük kuralına aykırılık teşkil edeceği, buna göre sadece şikâyet tarihinden sonra yapılan kesintiler yönünden itirazın iptaline karar verilmesi gerekirken, davacının zımni rıza gösterdiği dönemi de kap­sayacak şekilde itirazın tümden iptalinin doğru olmadığı hk. Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, 2014/9285 Esas ve 2014/11622s. Karar  Takibin kesinleşmesi öncesi veya sonrasında takibe konu senedin sahteliğinin iddia edilmesi, HMK’nun 209. maddesi uyarınca takibin durdurulması sonucunu doğurmaz. Anılan hüküm, genel mahkemelerde davalarla ilgili olarak senedin hiçbir işleme esas alınamayacağını, başka bir anlatımla delil olarak kullanılamayacağını öngörmekte olup, icra takibine etkisi yoktur. Somut olayda Asliye Ticaret Mahkemesineit davasında tedbiren takibin durdurulması talebinin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. O halde, mahkemece şikayetin kabulü gerekir....

 Sahte Senet İddiası İcra Takibini Durdurmaz Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, 2014/9285 Esas ve 2014/11622s. Karar  Takibin kesinleşmesi öncesi veya sonrasında takibe konu senedin sahteliğinin iddia edilmesi, HMK’nun 209. maddesi uyarınca takibin durdurulması sonucunu doğurmaz. Anılan hüküm, genel mahkemelerde davalarla ilgili olarak senedin hiçbir işleme esas alınamayacağını, başka bir anlatımla delil olarak kullanılamayacağını öngörmekte olup, icra takibine etkisi yoktur. Somut olayda Asliye Ticaret Mahkemesineit davasında tedbiren takibin durdurulması talebinin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. O halde, mahkemece şikayetin kabulü gerekir....

MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki iştirak nafakasının Artırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:...